Zaman geçtikçe ve teknoloji ilerledikçe, eski akşamlardaki sohbetlerin sıcaklığı, yerini klima ve televizyon sıcaklarına bırakmaya başlasa da aklımızda hala o eski günlerden izler bulunur.
Benim çocukluğumdan kalan kış akşamlarına ait izler; soba üzerinde kuruttuğumuz portakal, mandalina kabuğu kokusunun yanında sevgili babamın pişirdiği kestaneleri barındırır.
Şimdi hatırladıkça aslında önemli olanın kestaneler değil birlikte olmanın verdiği o huzur ve güven duygusu olduğunu daha iyi anlıyorum. Babam daha kestane pişirme öncesi hazırlıklara başladığında, ablam ve kardeşimle ortak ve sessiz bir heyecan duymamız, zihnimde toz pembe anılar arasında yerini koruyor hala.
Sık sık yememize rağmen sanki her yapılışında aylardır kestane görmemişiz gibi etrafına doluşmamız, ellerimiz hafiften yana yana kestaneleri açmak için uğraşmamız o günlere bir saatliğine de olsa dönebilme isteğimi perçinliyor.
Geçmişte kalmış günleri hatırlayarak da olsa ufak bir zaman yolculuğu yaptıktan sonra gelelim bu günlere.
Mersin'de her ne kadar havalar buz gibi olmasa da, buraya yıllardır alışmış olan bizler için soğuklar başladı. Soğuk algınlığı ve gripten korunma önlemlerimiz de bu kapsamda hızla başlamış oldu.
İşte bu kestaneler ve yanında bildiğimiz çay görünümü olan içecekler bizim kış akşamları menümüzden bir örnek.
Kupalarda gördüğünüz içecekler aslında ıhlamur. Alper'in bile seve seve içtiği, hatta bazen en büyük bardağı seçme yarışına girdiği ıhlamurun tarifi ise aşağıda.
Malzemeler; (Üç kupa için)
- bir avuç ıhlamur
- 5 adet karanfil
- 3 yemek kaşığı üzüm pekmezi
- 3 tatlı kaşığı bal
- 1 litre kaynar su
Hazırlanışı;
- Ihlamur yıkanarak, karanfillerle birlikte kaynar suya katılıp bir iki taşım kaynatılır.
- Bardaklara bir süzgeçten geçirilerek doldurulan ıhlamur bal ve pekmez katılmadan önce biraz ılıması için bekletilir.
- Her bardağa birer yemek kaşığı pekmez ve birer tatlı kaşığı bal ilave edilir.
Yanında da ister fındıklı kurabiye, ister tahinli kurabiye, isterseniz de kestane ile servis yapılır.
Afiyet, sağlık olsun
2 yorum:
sobanın üzerine konulan potakal kabukları ne güzel kokardı :)
Evet o kokuyu şimdi elde etmek istesek neredeyse mümkün değil, belki sobamız olsa bile portakallar o eski portakallar gibi olmadığı için kokmaz herhalde.
Yorum Gönder