21 Haziran 2010 Pazartesi

NERMİN BEZMEN - SIR

Hayatımda ilk defa bir kitabı son 100 sayfasına girdiğim halde bıraktım. Kitabı okudukça kendimi daha bir kirlenmiş hissettim. Belki de beni bu kadar kötü hissettiren, iyi bir ailede yetişmesine rağmen bu kadar karmaşık ve anlaşılmaz bir zihniyete sahip karakterlerinden kaynaklanıyordu.

Sözde sevdiği adamı arındıracağını, onu kurtaracağını zannediyorsunuz okurken ama hiç beklendiği gibi gitmiyor. Okumuş olanlar bilirler, tam Nigel öldü belki düzelir dedim (çünkü kitabı okuyabilecek kadar iyi olsun isterdim, ne de olsa Aurora'nın İncileri'ni de almıştım) ama yine Hüma'nın çılgınlık tabir ettiği başı bozuk davranışları ile karşı karşıya kaldım.

Tabiiki en sonunda pes ettim. Öyle ki kitaplığımda bulunduğunu bile kimsenin görmesini istemeyeceğim türden bir kitap anım oldu SIR...

Şimdi elimde Maeve Binchy'den Yıldızlı ve Yağmurlu Geceler var. Okumadığım son bir kaç kitabından birisi. Okuyunca beğeneceğime eminim ve sizlerle paylaşmak için şimdiden sabırsızlanıyorum.

Güzel kitaplarla geçecek harika günler dilerim...

17 Haziran 2010 Perşembe

SIR malesef

Sırf eğlence olsun diye, bir şey öğrenme amacı gütmeden yeni bir kitaba başlayacağımı yazmıştım. Evet başladım da hatta yarısını geçtim ama ben bu kitabı yaz ortasında kürk palto giymiş bir insana benzettim. Kendi içinde barındırdığı gereksiz parçaları ve fazlalıkları kitabı resmen boğuyor. Aslında ortada bir KİTAP var mı, onu da bilemiyorum.

Hem yaşanmış olayların basitliği, hem de bir defterle evlatlarına ve torunlarına anlatılmasının gereksizliği nedeniyle okumanızı hiç tavsiye etmeyeceğim bir kitap, Nermin BEZMEN'den SIR.

Bizim ülkemiz nasıl bir ülke? Bu tarz bir kitap bir ara övülüp göklere çıkarılıyordu. Anlamakta gerçekten zorlanıyorum.

Ben hamileliğim boyunca üzülebileceğim kitaplardan uzak durayım diye düşünerek başladım ve bitireceğim ama bundan sonra herhalde yine bana katkısı olacak bir kitap seçeceğim.

Hatta beni okurken yıpratacağını bile bile LİMON AĞACI'nı okumayı düşünüyorum.

Kitabı bitirdiğimde görüşlerime yeni ilaveler olursa paylaşabilirim.

Sevgiyle kalın...

14 Haziran 2010 Pazartesi

UÇURTMA AVCISI - SON

Cumartesi akşamı kitap bitti, ama sanırım ben de kitapla birlikte bittim. Bütün gece kitapla uğraştım rüyalarımda (yoksa kabus mu).

Bir ülke'nin çöküşü ile bir insanın çöküşü arasında düşünüp de daha çok bir insanın çöküşüne üzülmek... Özellikle de çöken hayat bir çocuğunki olunca daha da mümkün oluyor.

Kitap okunması gereken bir kitap, açıkçası filmini çok merak ettim. Konular genelde kitaptaki gibi yansıtılamıyor, tabii ki bir filmin, kitap kadar büyük bir duygu yoğunluğu yaşatması mümkün değil. Bu nedenle okumayan insanlar için biraz üzülmüşümdür hep.

Kısacası okunacak kitaplar listenize bu kitabı mutlaka yazmalısınız.

Ben şimdi sırf eğlenme amaçlı bir kitaba başlayacağım. Okumam bitince onu da paylaşmak isterim.

Sevgiyle kalın...

11 Haziran 2010 Cuma

Uçurtma Avcısı'nda

263. Sayfadayım kitabı okuyunca siz de aynı hisse kapılır mısınız bilemiyorum ama belki büyür, değişir dediğim Emir'den hala hoşlanmıyorum.

Kitap inanılmaz, tarif edecek başka kelime bulamıyorum.

Tavsiyem hala geçerlidir, okuyun pişman olmanız mümkün değil.

10 Haziran 2010 Perşembe

UÇURTMA AVCISI

Henüz 101. sayfadayım. Şimdiden Emir'den nefret ediyorum. Hamileyken bu kitabı okumak ne kadar doğru bilemiyorum ama başladım ve bırakabileceğim türden bir kitap da değil. Siz okuyacaksanız, üzülmeye, ağlamaya, zaman zaman kalp sıkışmasına hazırlıklı olun derim.

Bir çocuğun gözünden dünya nasıl görünebiliyor, bazıları çok bilindik şeyler ama bazıları da var ki insana nefes aldırmıyor. Bitirdiğimde daha derinlemesine yazmak ve okuyanlarla fikir paylaşımı yapmak isterim. Aynı yazarın Bin Muhteşem Güneş kitabını da geçen hafta okumuştum ve o an çok etkilendiğimi itiraf etmeliyim ancak bu kitap uzun zamandır okuduğum en sarsıcı kitap oldu.

Bittiğinde tekrar görüşmek dileğiyle

28 Nisan 2010 Çarşamba

Heyecanla Bekliyorum

Bebeğimin hareketlerini hissetmeyi heyecanla bekliyorum. Kokulardan uzak kalabildiğim sürece mide bulantısı yaşamadığım için artık kendimi heyecan kısmına kaptırmaya başladım.

Dün doktorumuz her nekadar minik meleğim göstermese de kıza benzetti. Abisi için çok sevinemesem de kendim ve eşim için sevindim biraz açıkçası. En önemlisi sağlıklı bir şekilde doğması ve yaşaması tabiiki, bunun bilincinde olan bir çiftiz. Ama eğer kızımız olursa, oğlumuz için bulmakta (yani çeşitlendirmekte) hayli zorlandığımız kıyafetleri onun için rahatlıkla bulabileceğiz.

Alper için farklı giysiler bulmak o kadar zor ki. Özel bir güne hazırlanırken, kravattı, papyondu gibi minicik çocuklara hiç yakıştırmadığım şeylerdense ben bir gömlek ve ona uygun bir pantolon bulmayı tercih ediyorum. En azından kızlar için allı pullu o kadar çok elbise var ki.

Kısacası ben sanal da olsa mağazaları ziyaretlere başladım. Tabii ki henüz hiçbirşey almadım ama yaz gelip izne ayrıldığımda gezeceğim yerleri şimdiden tasarlıyorum.

Hayatınızdan güzel heyecanların hiç eksik olmaması dileklerimle.

16 Mart 2010 Salı

Hamileyken İş Seyahati Zormuş

Küçücük bir çanta hazırladım kendime, bir günlük iş seyahatim için.
Hafif gibi gelmişti hazırladığımda, belki 2,5-3 kilogram vardı ama taşırım yormaz beni sanmıştım.
Tabii gidiş rahattı.
Adana havaalanı ve inince taksi ile direk otele gittim.
Ama ertesi gün özellikle de bütün gün toplantının ardından mide bulantıları eşliğinde 2,5 saati havaalanında geçirmek çok yorucu oldu benim için.

Şimdi yeniden kendi şehrimde olduğum için mutluyum bu gün.

İşi bırakmayı ciddi ciddi düşünmeye başladığım bu günlerde daha fazla sorgular oldum sanırım iş hayatımı.
Beni mutlu etmekten çok yoran ve aileme yetişememe neden olan işimi artık hiç ama hiç sevmiyorum.
Umarım bir gün severek yapacağım, gençliğimde hayallerini kurduğum işlerden birini yaparak ailemle daha mutlu zamanlar geçirebilirim.

12 Mart 2010 Cuma

Erkek Çocuğu Annesi Olmak

Başlıkta erkek çocuğu diyor ama belki çok hareketli kız çocuklarının da başına gelen bazı kazalar mevcuttur.

Alper; ele avuca sığmayan, söz dinlememe konusunda halyi ısrarcı, ne zaman ne yapacağını kestiremediğimiz bir çocuk. Geçen hafta koşarken düştüğünde üst dudağı yarılan minik yavrum, dün okulda yere düşerek kaşını yere çarpmış.

Öğretmenimiz aradığında olayı oldukça sakin karşıladım, "gözü şişti" dediğinde olsa olsa benim başıma gelmiş olaylar gibi bir şey oldu sandım çünkü. Bizde hiç erkek çocuk olmadığı için çok çok dizlerimiz yaralanır ya da başımızı bir yerlere çarpardık. Belki de kızlar daha sakin yapılı ve biraz da ürkek olduğundandır.

Akşam evde Alper'i görünce o kadar basit olmadığını anladım. Miniğim acımıyor diyor ama ben baktıkça ondan fena oluyorum.

Tek gözü mor ve sanki içinde kocaman bir erik var gibi. Kalıcı bir hasar olmamasını diliyorum.

Sağlığın önemini her olayda daha iyi kavrıyor insan.

Sağlıkla kalın...

10 Mart 2010 Çarşamba

Yeniden Merhaba

Uzun zaman oldu değil mi arkadaşlar?

Yazamadım ne zamandır, önce diyete başladım, sonra baktım yemek sitelerini gezerek diyet yapmam hayli zor olacak bir süre ara vermeliyim dedim. İki ayda tam 9 kilo verdim.

Aslında daha fazla kilo vermeye niyetliydim ama oğlumun minik kardeşinin yola çıktığını duyunca mecburen diyete ara vermek zorunda kaldım.

Şimdi mide bulantılarım da yakamı bırakmaz oldu. Yeniden mutfağa girip bir şeyler yapamam belki ama en azından yazmaya, fotoğraf çekmeye devam edebilirim.

Şimdi içimde yepyeni heyecenlar var. Tabii şimdiden bebekle ilgili hayallere başlamadım ama yaklaşık bir ay sonra Mersin'de havalar iyice ısınır. Cumartesi günleri Alper'le en sevdiğimiz aktivitemiz olan annemlerin yazlığına gitmeye başlayabiliriz.

Bu da benim içimde güneşte keyif yapmak ve bol bol fotoğraf çekmek anlamına geliyor. Alper mi? O zaten dedesi ile fındık fıstık yemeyi ve ufak tefek tamir işlerine yardım etmeyi çok ama çok seviyor.

Bu arada belki mide bulantılarım geçer ve annemle bahçeden topladığımız tazecik yeşilliklerle kısır, mercimekli köfte gibi en sevdiğim yemeklerden de yapabiliriz. Eşim de yanımıza gelirse keyfimiz ikiye katlanır, neşemiz dolar taşar artık.

Bunların hiç birini yapamasak bile hepimizin ve hepinizin hep sağlık ve mutlulukla kalmasını diliyorum.

Şimdilik bu kadar, sevgilerimle...